Aile Mahkemesi ve Görevleri

aile mahkemesi

Aile mahkemesi; aile hukukundan kaynaklı anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanma, nafaka, velayet, tazminat vb. gibi dava ve işlere bakan özel mahkemedir. Aile mahkemeleri yapısı, tek hâkimlidir. Aile mahkemelerinde görev yapan hâkimler, adlî yargıda görevli, tercihen evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve aile hukuku alanında lisansüstü eğitim yapmış olan hâkimler arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca seçilir. (4787 S. K. md.3)

Aile mahkemeleri görev, kuruluş ve yargılama usulleri; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile düzenlenir. Her ilde ve merkez nüfusu yüz binin üzerinde olan her ilçede; tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere Aile Mahkemesi kurulur. Adalet Bakanlığın tarafından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak bir yargı çevresinde aile mahkemesi kurulur.

Türkiye’de genel görevli mahkemeler asliye hukuk mahkemesi ve sulh hukuk mahkemesidir. Bu iki genel mahkeme dışında kalan aile mahkemesi, belirli davalara bakmak (kanunda sınırlı sayıda sayılmış) üzere kurulmuş özel mahkemedir. Aile mahkemesi, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun uyarınca; nişanlılık, evlenme, boşanma, eşler arasındaki mal rejimi, tanıma ve babalık hükmü, soybağı, evlat edinme, velayet, vesayet, çocuk malları, nafaka yükümlülüğü gibi davalara bakmakla görevli mahkemelerdir. Tek hâkimli olarak faaliyet göstermektedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile aile mahkemeleri hakkında düzenleme yapılmıştır.

Aile Mahkemesi Nedir?

Aile mahkemesi, aile hukukundan doğan dava ve işlere bakmak üzere, özel bir aile mahkemesi kurulması amaçlanmıştır. Aile mahkemesi adını alan özel mahkeme türü ile aile arasında olan uyuşmazlıkların çözümlenmesi amaçlanmıştır. Günümüzde Türkiye genelinde açılan dava türlerine bakıldığında ilk sırayı aile mahkemesinin de görev alanına giren boşanma davalarının aldığı görülmektedir.

Türkiye’de en çok açılan dava türünün aile mahkemesi görevine girmesi sebebi ile aile mahkemeleri sayıca fazladır. Hatta aile mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerinin aile mahkemesi sıfatıyla yargılama yapabileceği düzenlemesi yapılmıştır. Aile mahkemeleri bünyesinde sosyolog, psikolog gibi uzmanlar da bulunmaktadır. Aile mahkemesi, kadın ve çocukların korunması için gereken tedbirleri de almakla görevlidir.

Aile, toplumu oluşturan en temel, vazgeçilemez bir kurum, temel bir birim olarak, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de, çok büyük bir öneme sahiptir. Devletin ve toplumun, sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve varlığını devam ettirebilmesi, toplumun en küçük birimi olan aileye bağlıdır. Ailenin, bu önemli fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için, daha baştan sağlıklı bir şekilde kurulması ve varlığını devam ettirmesi zorunludur. O nedenle, aile hukukundan doğan ilişkiler, esas itibariyle özel hukuka girmesine, özel hukuk alanında Devletin müdahalesi oldukça az olmasına rağmen, Devletin, aile hukukuna müdahalesi, özel hukuka dahil olan diğer hukuk dallarına oranla, daha fazladır.

Aile Mahkemesi Nasıl Kurulur?

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ikinci maddesi ile aile mahkemelerinin kuruluş esasları düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre, aile mahkemeleri, Adalet Bakanlığınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak her ilde ve merkez nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulur. Aile mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu il ve ilçenin mülki sınırlarıyla belirlenir.

Aile mahkemelerinin yargı çevresi, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca değiştirilebilir. Gerektiğinde bir yerdeki aile mahkemesinin birden çok dairesi kurulabilir. Bu durumda daireler numaralandırılır. Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde 4787 sayılı Kanun kapsamına giren dava ve işlere, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesince bakılır. Aile mahkemelerinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

Aile Mahkemesi Görevleri Nelerdir?

Aile mahkemesinin esas ve en önemli görevi toplumu korumak olarak gösterilebilir. Aile mahkemesi Türk Medeni Kanunu’nun aile hukukuna ilişkin ikinci kitabında düzenlenen bütün konularak bakmakla yükümlüdür. Aile mahkemesinin görevine giren dava ve işlere genel olarak bakacak olursak;

  • Çekişmeli boşanma davası,
  • Anlaşmalı boşanma davası,
  • Nişanlılık, özellikle nişanının bozulması halinde istenen maddi ve manevi tazminat davaları,
  • Hediyelerin geri verilmesine ilişkin davalar,
  • Evlenmeye ilişkin talepler,
  • Evliliğin butlanına ilişkin davalar,
  • Boşanma ve ayrılık davaları,
  • Boşanma halinde tazminat ve nafaka istekleri,
  • Evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemler,
  • Mal rejimine ilişkin uyuşmazlıklar,
  • Soy bağına ilişkin uyuşmazlıklar,
  • Babalık davası ve tanıma,
  • Evlat edinme,
  • Nafaka davaları,
  • Çocuğun velayeti veya velayetin değiştirilmesi davası,
  • Boşanmada mal paylaşımı,
  • Aile konutu şerhi konulması veya şerhin kaldırılması davası,
  • Aile mallarının korunması davası,
  • Aile soyadının değiştirilmesi davası,
  • Babalık davası,
  • Velayet ve vesayete ilişkin dava ve işlerdir.

Aile Mahkemesinin Verebileceği Koruyucu, Önleyici Hükümler Nelerdir?

Aile mahkemelerine 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanun 6. Maddesi gereğince koruyucu, önleyici, sosyal önlemler alma yetkisi verilmiştir. Maddeye göre aile mahkemeleri diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere görev alanına giren konularda;

Yetişkinler hakkında;

  • Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda eşleri uyararak, gerektiğinde uzlaştırmaya,
  • Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri almaya,
  • Resmi veya özel sağlık veya sosyal hizmet kurumlarına, huzur evlerine veya benzeri yerlere yerleştirmeye,
  • Bir meslek edinme kursuna veya uygun görülecek bir eğitim kurumuna vermeye yetkilidir.

Küçükler hakkında;

  • Bakım ve gözetime yönelik nafaka yükümlülüğü konusunda gerekli önlemleri almaya,
  • Bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına veya resmi ya da özel sağlık kurumuna veya eğitimi güç çocuklara mahsus kuruma yerleştirmeye,
  • Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya,
  • Genel ve katma bütçeli daireler, mahallî idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bankalar tarafından kurulmuş teşekkül, müessese veya işletmelere veya benzeri işyerlerine yahut meslek sahibi birinin yanına yerleştirmeye, karar verebilir.

Aile Mahkemesine Nasıl Dava Açılır?

Aile mahkemesine dava açabilmek için, dava konusu sebebi ve talepleri belirtir şekilde dilekçe yazılması gerekmektedir. Dilekçe içerisinde dava konusu, olay örgüsü ve taleplerin ne olduğu açıkça belirtilmelidir. Dava dilekçesinde eksiklik bulunması halinde hak kayıplarının yaşanma ihtimali bulunmaktadır. Dava dilekçesinin hazırlanması ile birlikte mahkemeye sunulacak delillerin de hazırlanması gerekmektedir. Dava dilekçesinde davayı açan davacı tarafın, kendisine dava açılan davalı tarafın bilgilerine yer verilmeli ve dilekçe altı imzalanmalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun olarak düzenlenen dilekçe ile dava açılabilmesi mümkündür.

Dilekçenin hazırlanması ve eklerin de dilekçeye eklenmesinin akabinde aile mahkemesine gidilerek dava açma talebinin iletilmesi gerekir. Mahkemeler ön büroları vasıtası ile dava açılış işlemi yapılabilir. Ön büroya verilen dava dilekçesi ve ekleri mahkemeye tevzi edilecektir. Tevzi işleminin akabinde dava harç ve masraflarının ödenmesi gerekecektir. Bu aşamada adli yardımdan faydalanmak istiyorsanız bu hususun da dilekçede belirtilmesi gerekmektedir. Adli yardımdan faydalanmadan açılan davalarda mahkeme harçları ve masraflarının ödenmesi ile birlikte dava açılmış olur.

Aile Mahkemesi Yargılama Usulü Nasıldır?

Aile mahkemesi yargılaması için 4787 sayılı Kanun ile düzenlemeler yapılmıştır. Kanuna göre aile mahkemesi, önlerine gelen dava ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek bunların sulh yoluyla çözümünü, gerektiğinde uzmanlardan da yararlanarak teşvik eder. Sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilir. Aile mahkemesinin yargılama usulü her dava konusuna göre farklı olmakla birlikte genel olarak yazılı yargılama usulüdür.

Yazılı yargılama usulünde esas olan dilekçelerdir. Mahkemeye verilen dava dilekçesi ile dava başlar ve davalı taraftan cevap dilekçesi sunması istenir. Cevap dilekçesi sunmayan davalı tüm iddiaları inkar etmiş sayılır. Cevap dilekçesinin verilmesi ile bu sefer davacıdan cevaba cevap dilekçesi sunması istenir. Dilekçeler aşaması davalının sunacağı ikinci cevap dilekçesi ile sona erer. Mahkeme tarafından verilen duruşma günü ile ön inceleme ve uyuşmazlığın tespiti yapılır. Uyuşmazlığın tespiti ile birlikte tarafların delillerinin incelenmesi ve tahkikat aşaması başlar. Tahkikat aşamasında delillerin değerlendirilmesinin ve değerlendirilecek delillerin kalmaması sonucunda sözlü yargılama sürecine geçilir ve taraflarsan son sözleri istenir. Akabinde ise mahkeme tarafından uyuşmazlık konusu hakkında karar verilir.

Aile mahkemeleri yargılama sırasında uzmanların görüşüne başvurabilir. Her aile mahkemesine,

  • Davanın esasına girilmeden önce veya davanın görülmesi sırasında, mahkemece istenen konular hakkında taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerine ilişkin araştırma ve inceleme yapmak ve sonucunu bildirmek,
  • Mahkemenin gerekli gördüğü hallerde duruşmada hazır bulunmak, istenilen konularla ilgili çalışmalar yapmak ve görüş bildirmek,
  • Mahkemece verilecek diğer görevleri yapmak üzere birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanır.
  • Bu görevlilerin bulunmaması, iş durumlarının müsait olmaması veya görevin bunlar tarafından yapılmasında hukukî veya fiilî herhangi bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması hallerinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar veya serbest meslek icra edenlerden yararlanılır.

Aile Mahkemesi Boşanma Davalarına Özgü Yargılama Usulü

Medeni Kanunumuz ile boşanma davalarında özel yargılama usulleri getirilmiştir. Medeni Kanun 184. Maddesi ile özel usuller sayılmıştır. Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir:

  • Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
  • Hakim, bu olgular hakkında gerek re’sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
  • Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz.
  • Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder.
  • Boşanma veya ayrılığın fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
  • Hakim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.

Aile Mahkemesi Kararlarına Karşı İstinaf ve Temyiz Yolu

İstinaf: Aile mahkemeleri kararlarına karşı istinaf yoluna başvurmak mümkündür. İstinaf kanun yoluna başvuru süresi gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesinden itibaren iki haftadır. İstinaf başvurusu ilk derece mahkemesi kararının usul ve esasa ilişkin kısımlarında bulunan hukuka aykırılıkları belirtmek suretiyle yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine hitaben yazılan bir dilekçe ile yapılmaktadır. İstinaf başvurusunun kabulü için istinaf başvuru ve karar harcının da yatırılması gerekmektedir. HMK 341 maddesi ile istinaf yoluna başvurulabilen karar türleri belirtilmiştir. Buna göre;

  • Nihai kararlar.
  • İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.
  • Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını (2025 yılı için 40.000 TL ) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
  • Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık (2025 yılı için 40.000 TL )kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
  • Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
  • İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay’a başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.

Temyiz: Aile mahkemeleri kararlarının istinaf incelemesi sonucu verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurmak mümkündür. Temyiz kanun yoluna başvuru süresi istinaf kararının taraflara tebliğ edilmesinden itibaren iki haftadır. Temyiz başvurusu istinaf mahkemesi kararının usul ve esasa ilişkin kısımlarında bulunan hukuka aykırılıkları belirtmek suretiyle yetkili Yargıtay dairesine gönderilmek üzere bölge adliye mahkemesine hitaben yazılan bir dilekçe ile yapılmaktadır. Temyiz başvurusunun kabulü için temyiz başvuru ve karar harcının da yatırılması gerekmektedir.