Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri ve Görevleri

fikri ve sinai haklar hukuk mahkemeleri

Fikri ve sınai haklar mahkemeleri; Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri ve fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Fikri ve sınai haklar ceza mahkemeleri; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda düzenlenen suçlar hakkında yargılama yapmaktadır. Bunun yanı sıra 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda düzenlenen marka suçları ile ilgili yargılama yapmaktadır. Fikri ve sınai haklar mahkemeleri fikri mülkiyete ilişkin taleplerin incelenmesi, karar verilmesi ve mahkemeye başvuran sivillerin haklarının korunmasını sağlamak gibi hususlar yer almaktadır. Fikri ve sınai haklar hukuk ve ceza mahkemeleri özel görevli mahkemelerdendir.

Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin görevleri ancak kanunla belirlenebilmektedir. Kanunla belirlenmiş özel görevleri olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi uzmanlaşma esasına dayanmaktadır. Bu nedenle; marka, patent gibi pek çok konudan doğan uyuşmazlıkla için fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri oldukça önem taşır. Fikri ve sınai haklar mahkemeleri fikri mülkiyet hakkının korunması maksadıyla kurulmuştur. Bu hususta meydana gelen pek çok uyuşmazlığın çözümüyle yükümlüdür.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Nedir?

Türkiye’de görev yapan mahkemeler genel görevli ve özel görevli mahkemeler olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel görevli mahkemeleri; Asliye Hukuk Mahkemesi ve Sulh Hukuk Mahkemesi oluşturur. Asliye Hukuk Mahkemesi, her türlü davada asıl görevli mahkeme niteliğindedir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise kanunun açıkça saydığı dava ve işlere bakmakla görevlidir. Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemesi dışında kalan diğer tüm mahkemeler özel görevli mahkeme niteliği taşımaktadır.

Özel görevli mahkeme ise, belirli türdeki uyuşmazlıklar ya da belirli kişi veya meslek grubu arasında meydana gelen uyuşmazlıkları çözmekle yükümlü olan mahkemelerdir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri, özel görevli mahkemelerdendir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Türkiye’de fikri mülkiyet haklarının korunması için özel olarak kurulmuş mahkemelerdir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi, özellikle patent, marka, tasarım ve telif haklarına ilişkin davalarda yetki sahibidirler. Kısacası bu mahkemeler fikri mülkiyet hukukuna ilişkin konularda doğan uyuşmazlıkları çözmektedir.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Nasıl Kurulur?

Diğer hukuk mahkemelerinde olduğu gibi fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri de, Adalet Bakanlığınca kurulmaktadır. Adalet Bakanlığı, hukuk mahkemelerinin kuruluşunda Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu olumlu görüşünü de almaktadır. Bunun yanı sıra mahkemelerin kuruluşunda her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu da göz önünde tutulmaktadır. Asliye Ticaret Mahkemesinin kuruluş kanunu 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’dur. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri; Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ve Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi şeklinde ikiye ayrılmaktadır.

Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri uzmanlaşma esası ile düzenlenen bir özel mahkemedir. Bu hususun kanunun ilgili maddelerinde özellikle altı çizilmiştir. Özel mahkemelerin görevleri kural olarak kanunla belirlenebilmektedir. Bu mahkemelerin kurulmasının temelinde yatan sebep fikri mülkiyete ait hak sahiplerinin haklarının ihlalini önlemek, koruma altına almaktır. Türkiye’de, Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gibi hukuki düzenlemeler çerçevesinde faaliyet göstermektedir.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?

Yukarıda da izah edildiği üzere fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri özel mahkeme statüsündedir. Bu nedenle fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Görev ilişkisi ile işbölümü ilişkisine dair en önemli fark; işbölümü ilk itiraza tabidir. Bunun yanı sıra görev ise dava şartı niteliğindedir. Görev hususu ilgili mahkemem tarafından davanın her aşamasında dikkate alınmalıdır.

Fikri ve sınai haklar mahkemeleri bir özel mahkeme niteliği taşıması nedeniyle görevleri ancak kural olarak kanunla belirlenebilmektedir. Fikri ve sınai haklar mahkemeleri görevleri arasında, fikri mülkiyete ilişkin taleplerin incelenmesi, karar verilmesi ve mahkemeye başvuran sivillerin haklarının korunmasını sağlamak gibi hususlar yer almaktadır. ın çözümlenmesi temel görevidir. Bunun yanı sıra fikri hakların tescili konusunda yapılan itirazları da inceler. Mahkemenin bir diğer önemli görevi ise fikri ve sınai hakların ihlal edilmesi durumunda ihtiyati tedbir taleplerinin değerlendirilmesidir.

  • Temel görevi; fikri ve sınai haklara ilişkin uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulmasıdır. Fikri ve sınai haklara ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davaların çözümünü Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi yapmaktadır.
  • Fikri hakların tescili konusunda yapılan itirazları Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi incelemektedir. Tescil işlemleri esnasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar konusunda görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir.
  • Bir diğer önemli görevi ise; fikri ve sınai hakların ihlali noktasında ihtiyati tedbir taleplerinin değerlendirilmesidir. İhtiyati tedbir talepleri ile hakim hak ihlalinin gelecekte doğuracağı zararları önleyecek tedbirler alır.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Hangi Davalara Bakar?

Fikri ve sınai haklar mahkemesinin görev alanına giren işler;

  • 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
  • 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede
  • 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda
  • 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede tespit edilmiştir.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi her yargı bölgesinde yer almayabilmektedir. Bu nedenle Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin bunmadığı yerlerde genel mahkeme niteliğindeki Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Fikri ve Sınai Haklar hukukun alt uzmanlık alanlarından birisidir. Bu sebeple fikri ve sınai haklara ilişkin uyuşmazlıklara bakmakla görevli genel yetkili mahkemelerden ayrı bir ihtisas mahkemesi olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmuştur. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi genel mahkemeler nezdinde Asliye Hukuk Mahkemesi statüsündedir.

Kural olarak Sınai Mülkiyet Kanunu ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile düzenlenen davalar Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından görülmektedir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında düzenlenen hakların Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen haklarla yarışması nedeniyle görevli mahkemelerin tespiti hususunda bazı problemler yaşanabilmektedir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Fikri ve Sınai Mülkiyet mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklar ile Ticaret Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar arasında yakın bir bağlantı bulunmaktadır.  Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ve Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanına giren uyuşmazlıkların tespiti söz konusu kanunlarda mevcut hakların birbirleriyle yarış içerisinde bulunması ve ileri sürülen taleplerin hangi kanun kapsamında korunmaya değer olduğunun belirlenmesi nedeniyle görev uyuşmazlıklarına neden olmaktadır.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde Dava Nasıl Açılır?

Genel olarak fikri ve sınai haklara ilişkin hususlardan doğan ihtilafların hukuki yollarla çözülebilmesi maksadıyla başvurulan yöntem fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde dava yoludur. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin en temel görevi; görevine giren dava ve işleri hızlı ve etkili bir şekilde çözüme kavuşturmaktır. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin işleyişi alternatif çözüm yolları aracılığı ile zenginleştirilebilmektedir. Alternatif çözüm yollarına arabuluculuk gibi örnekler verilebilir. Arabulucular kendilerine yapılan başvuruyu 6 hafta içinde sonuçlandırmak mecburiyetindedirler.

Arabulucu gibi alternatif çözüm yolları uyuşmazlıkların daha hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması bakımından önemlidir. Aynı zamanda bu tür yollar dava yoluna kıyasa daha ekonomik çözüm yollarıdır. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin uzmanlaşmış kadrosu ile kapsamına giren uyuşmazlıklar daha etkin şekilde çözüme kavuşacaktır. Söz konusu uyuşmazlıklar genellikle marka, patent, tasarım ve telif haklarına ilişkin ihtilaflardan oluşmaktadır. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kapsamına giren davalar dava dilekçesinin mahkemeye sunulması ile başlamaktadır.

Dava dilekçesinde davacı ihlal edildiğini iddia ettiği hakkı açıkça belirtmeli ve hukuki delillerle de desteklemelidir. Verilen dava dilekçesinin ardından süreci karşı tarafın savunmada bulunması ve mahkemenin duruşma gününün belirlemesi aşamaları izlemektedir. Mahkeme tarafların her ikisini de dinledikten sonra dava konusuna ilişkin hakka uygun bir karar verme yükümlülüğü altına girmektedir. Mahkeme dava sürecinde gerekli görürse ihtiyati tedbir kararına da hükmedebilmektedir. Sonuç olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kapsamına giren davalar fikri mülkiyet haklarının korunmasında önemli rol üstlenmektedir.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde Yargılama Süreci, İstinaf ve Temyiz

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı kanun yollarına gidilebilir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı gidilebilecek olağan kanun yolları istinaf ve temyiz kanun yollarıdır. Buna göre istinaf, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararların hem maddi vakıa hem de hukuki açıdan bir üst mahkeme tarafından yeniden değerlendirilmesini sağlayan kanun yoludur. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı  2 hafta içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilmek mümkündür. Ancak her karara karşı istinaf kanun yoluna gidebilmek mümkün değildir.

Şöyle ki; aleyhine istinaf başvurusu yapılan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararının kesin nitelikte olmaması gerekmektedir. Aksi hal de verilen kararlar aleyhine kanun yoluna başvurulması mümkün olmayacaktır. İstinaf mercii kural olarak Bölge Adliye Mahkemesidir. Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf başvuruları doğrultusunda vermiş olduğu kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvuruda mümkündür.

Temyiz kanun yolunda Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuki açıdan denetlenmesini sağlayan kanun yoludur. Temyiz kanun yoluna başvuru içinde istinaf kanun yolunda olduğu gibi bazı şartların gerçekleşmiş olması aranır. Aksi durumdaki istinaf kararları kesin nitelikte olup temyiz kanun yoluna götürülmesi de mümkün değildir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı gidilebilecek temyiz merci Yargıtay’dır.