Bölge İdare Mahkemeleri (İstinaf) ve Görevleri

bolge idare mahkemeleri istinaf

Bölge idare mahkemeleri; idare ve vergi mahkemeleri kararlarına karşı yapılan istinaf başvurularını inceleyerek uyuşmazlıkları karara bağlayan ikinci derece mahkemesidir. Bölge idare mahkemelerine halk arasında “istinaf mahkemesi” de denilmektedir. Bölge idare mahkemesi, idari yargı alanında genel görevli üst derece mahkemesidir. (2576 Sayılı Kanun 1. madde) Türkiye’de 12 tane bölge idare mahkemesi vardır. Bunlar:

  • Adana bölge idare mahkemesi
  • Ankara bölge idare mahkemesi
  • Antalya bölge idare mahkemesi
  • Bursa bölge idare mahkemesi
  • Diyarbakır bölge idare mahkemesi
  • Erzurum bölge idare mahkemesi
  • Gaziantep bölge idare mahkemesi
  • İstanbul bölge idare mahkemesi
  • İzmir bölge idare mahkemesi
  • Kayseri bölge idare mahkemesi
  • Konya bölge idare mahkemesi
  • Samsun bölge idare mahkemesi

Normalde 9 tane bölge idare mahkemesi vardı. Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi doğrultusunda hayata geçirilen yargı reformu kapsamında, Antalya, Diyarbakır ve Kayseri illerinde yeni Bölge İdare Mahkemeleri kuruldu. Yeni düzenlemeyle birlikte 17.05.2025 tarihinden itibaren Türkiye genelindeki Bölge İdare Mahkemesi sayısı 9’dan 12’ye yükseldi.

Bölge İdare Mahkemeleri Nedir?

İdare mahkemeleri, idari işlemler ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli özel mahkemelerdir. Türk idari yargı sisteminin temel taşlarından biri olan bu mahkemeler, idarenin hukuka uygunluğunu denetler ve bireylerin idare karşısında haklarını korumayı amaçlar. Anayasa’nın 125. maddesi gereğince, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır ve idare mahkemelerinin verdiği kararlara karşı yapılan istinaf başvuruları da Bölge İdare Mahkemeleri’nde görülür. Bölge İdare mahkemeleri, idari işlemlerin iptali, tam yargı davaları ve idari sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıklar gibi konuları ele alır.

Bu mahkemeler, idarenin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından hukuka uygunluğunu denetler. İdarenin işlem ve eylemlerinin hukuka aykırı olması durumunda, bireylerin veya tüzel kişilerin zararlarının giderilmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için faaliyet gösterirler. Bölge idare mahkemeleri, bağımsız ve tarafsız bir şekilde çalışarak, idarenin keyfi uygulamalarına karşı denge unsuru oluşturur. Bu nedenle, bölge idare mahkemeleri hem bireylerin haklarını koruma hem de kamu düzenini sağlama açısından kritik bir rol oynar.

Bölge İdare Mahkemeleri Nasıl Kurulur?

İdare mahkemeleri, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre kurulur. Bu mahkemeler, Adalet Bakanlığı ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından belirlenen ihtiyaçlar doğrultusunda, belirli bölgelerde ve illerde faaliyet göstermek üzere oluşturulur. Kuruluş süreci, idari yargının etkinliğini artırmak ve bölge ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla planlanır. Mahkemelerin kurulacağı yerler, nüfus yoğunluğu, idari uyuşmazlıkların hacmi ve coğrafi koşullar gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir.

Bölge idare mahkemelerinin kuruluşunda, HSK tarafından atanan hâkimler görev yapar. Bu hâkimler, idari yargı hâkimleri olarak özel bir eğitimden geçer ve idare hukuku alanında uzmanlaşır. Mahkemeler, heyet halinde çalışmaktadır. Kuruluş aşamasında, mahkemelerin fiziki altyapısı, personel ihtiyacı ve bütçesi de Adalet Bakanlığı tarafından koordine edilir. Bu süreç, idari yargının hızlı ve etkin bir şekilde işlemesini sağlamak için titizlikle yürütülür.

Bölge İdare Mahkemelerinin Görevleri Nelerdir?

Bölge idare mahkemelerinin temel görevi, idarenin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu denetlemektir. Bu denetim ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı yapılan istinaf başvurusunda incelenirken verilir. Bu mahkemeler, idari işlemlerin iptali, tam yargı davaları (tazminat davaları) ve idari sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıkları çözmekle görevlidir. Bölge idare mahkemeleri, idarenin yetki aşımı, hukuka aykırı işlem yapması veya bireylerin haklarını ihlal etmesi durumunda devreye girer. Bu görev, idarenin hukuka bağlılığını sağlayarak kamu düzeninin korunmasına katkıda bulunur.

Ayrıca, idare mahkemeleri, idari işlemlerin yürütmesinin durdurulması taleplerini değerlendirir ve gerektiğinde bu yönde karar verir. Bu mahkemeler, idari işlemlerin sebep olduğu mağduriyetlerin giderilmesi, kamu hizmetlerinin hukuka uygun yürütülmesi ve bireylerin idare karşısında korunması için önemli bir denetim mekanizmasıdır. Bölge idare mahkemeleri, kararlarında tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine bağlı kalarak, idarenin işlemlerini hem maddi hem de hukuki açıdan titizlikle inceler. Özellikle görevler şu şekilde sıralanabilir:

  • İlk derece mahkemelerince verilen ve istinaf yolu açık olan nihai kararlara karşı yapılan istinaf başvurularını inceleyerek karara bağlamak.
  • İlk derece mahkemelerince yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlamak.
  • Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözmek.
  • Yargı çevresi içinde bulunan yetkili ilk derece mahkemesinin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hâllerde; o davanın bölge idare mahkemesi yargı çevresi içinde bulunan başka bir mahkemeye nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek.
  • Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Bölge İdare Mahkemeleri Hangi Davalara Bakar?

Bölge idare mahkemeleri, idari işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakar. Bu davalar genellikle üç kategoride incelenir:

  • İptal davaları,
  • Tam yargı davaları
  • İdari sözleşmelere ilişkin davalar.

İptal davaları, idarenin hukuka aykırı işlemlerinin iptali için açılır; örneğin, bir kamu görevlisinin atanması veya bir imar planının iptali gibi. Tam yargı davaları ise idarenin işlem veya eylemleri nedeniyle uğranılan zararların tazmini için açılır, örneğin maddi veya manevi tazminat talepleri. İdari sözleşmelere ilişkin davalar ise kamu kurumlarının yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkları kapsar. Bölge idare mahkemeleri yukarıdaki konuları inceleyen vergi mahkemelerinin ve idare mahkemelerinin verdiği tüm kararlara karşı inceleme yapabilir.

Bölge İdare Mahkemesinde Dava Nasıl Açılır?

Bölge idare mahkemesinde dava açmak için öncelikle idari bir işlem veya eylem nedeniyle hak kaybına uğranılmış olması gerekir. Dava açmak isteyen kişi, bu işlemi öğrendiği tarihten itibaren 60 gün içinde (özel kanunlarda farklı süreler öngörülmedikçe) idare/vergi mahkemesine başvurmalıdır. Bu mahkemelerin verdiği gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi ile 30 günlük istinaf başvuru süresi başlayacaktır.

Bir dilekçe ile yapılan istinaf başvurusunda, davacının kimlik bilgileri, dava konusu işlem, talepler ve deliller açıkça belirtilmelidir. Dilekçe, ilgili idare mahkemesine doğrudan veya posta yoluyla sunulabilir. Sunulmadan sonra yatırılması gereken istinaf harçları da yatırılır. Ardından Bölge İdare Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde bir karar verilir. İstinaf karar ve başvuru harcı 2025 yılı itibariyle 1.013,90 TL’dir.

Yargılama Süreci ve Temyiz Aşamaları

İdare mahkemelerinde yargılama süreci, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre yürütülür. Dava, dilekçenin mahkemeye ulaşmasıyla başlar ve mahkeme, dilekçeyi inceleyerek usul yönünden uygunluğunu kontrol eder. Ardından, dava konusu idari işlem ilgili idareden istenir ve idarenin savunması alınır. Davacı, idarenin savunmasına karşı cevap dilekçesi sunabilir. Yargılama genellikle yazılı usulle yürütülür, ancak duruşma yapılması da mümkündür.

Yargılama sürecinde, mahkeme idari işlemin hukuka uygunluğunu inceler ve kararını bu doğrultuda yaklaşık 6 ay içerisinde karar verir. Mahkeme kararları, taraflara tebliğ edilir ve bu kararlara karşı 30 gün içerisinde istinaf yoluna gidilebilir. İstinaf, idare mahkemesi kararlarına karşı başvurulan bir kanun yoludur ve bölge idare mahkemelerinde görülür. İdare mahkemesinin verdiği kararlara karşı, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde istinaf başvurusu yapılabilir. İstinaf incelemesi, kararın hem usul hem de esas yönünden yeniden değerlendirilmesini sağlar. Bölge idare mahkemesi, idare mahkemesinin kararını onaylayabilir, bozabilir veya değiştirerek yeni bir karar verebilir. İstinaf, yargılamanın daha geniş bir perspektifte incelenmesini sağlayarak adil karar alınmasına katkıda bulunur.

Temyiz ise, istinaf kararlarına karşı Danıştay’a başvurulan bir üst denetim yoludur. Temyiz başvurusu, istinaf kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde yapılır. Danıştay, kararın hukuka uygunluğunu denetler ve genellikle maddi vakıaların yeniden incelenmesinden ziyade hukuki hataları değerlendirir. Danıştay, kararı onar, bozar veya düzelterek yeni bir karar verebilir. Ancak, bazı idare mahkemesi kararları (örneğin, 25.000 TL’yi aşmayan tam yargı davaları) için temyiz yolu kapalıdır.