Asliye hukuk mahkemesi 5235 sayılı Kanuna göre; sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Asliye hukuk mahkemesi, kanun başka bir mahkemeyi özellikle görevlendirmediği müddetçe dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ve şahıs varlığına ilişkin tüm davalara bakar. Asliye hukuk mahkemeleri tek hakimlidir.
Asliye hukuk mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur. (5235 S.K. madde 5) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır.
Asliye Hukuk Mahkemesi Nedir?
Türkiye’de göre yapan mahkemeler genel görevli ve özel görevli mahkemeler olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel görevli mahkemeleri; Asliye Hukuk Mahkemesi ve Sulh Hukuk Mahkemesi oluşturur. Asliye Hukuk Mahkemesi, her türlü davada asıl görevli mahkeme niteliğindedir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise kanunun açıkça saydığı dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemesi dışında kalan diğer tüm mahkemeler özel görevli mahkeme niteliği taşımaktadır. Asliye hukuk mahkemesi, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Asliye hukuk mahkemesi tek hakimli olarak uyuşmazlığı incelemektedirler.
Asliye Hukuk Mahkemesi Nasıl Kurulur?
Asliye hukuk mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin yasal mevzuatlar; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunudur. Hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleridir. Hukuk mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.
Asliye hukuk mahkemeleri de HSK’nın görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından kurulur. Kuruldukları il veya ilçenin adını alırlar. Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır. Ancak özel kanunlarla kurulanlar da dâhil olmak üzere, hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenebilir.
Asliye Hukuk Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?
Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Davacı, dava dilekçesinde dava değerini göstermelidir. Şayet göstermezse, hâkim dava değerini belirtmesi için davacıya süre verir. Mahkeme davacının göstermiş olduğu değer ile bağlı değildir. Gerekirse, bilirkişi marifetiyle dava değerinin belirlenmesini isteyebilir.
Uygulamada miktar ve değere bağlı görev sınırının tespitinde ortaya çıkan sorunlar sebebiyle görevsizlik kararları verilmekte ve davalar salt bu yüzden gereksiz yere uzamaktaydı. Esasen hak arayan kişi bakımından bu sınırın hiç bir önemi de yoktur, onun için önemli olan hakkının yerine gelmesidir. Bu sınıra ilişkin periyodik değişiklikler de diğer bir sorun olup, zaman zaman karışıklığa yol açabilmekteydi.
Bu sebeple, malvarlığına ilişkin davalarda sulh hukuk asliye hukuk arasındaki ayrım 6100 sayılı Kanun ile kaldırılmıştır. Kanunlarda belirtilen istisnalar dışında, malvarlığına ilişkin davalarda asıl görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir. Özel hükümlerle başka mahkemelerin görev alanına girmeyen tüm dava ve işlere, asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılacaktır.
Asliye Hukuk Mahkemeleri Hangi Davalara Bakar?
Asliye Hukuk Mahkemesi, genel görevli mahkeme olup, özel mahkemelerin görev alanına girmeyen hukuk davalarına bakar. Asliye hukuk mahkemesinin bakmakla görevli olduğu davalar şu şekilde sayılabilir;
- Tapu iptali ve tescil davaları
- Kamulaştırmasız el atma davaları
- Kat mülkiyeti davaları
- İzaleyi şuyu (ortaklığın giderilmesi) davaları
- Tereke tespiti
- Vasiyetnamenin iptali veya tenfizi
- Mirasçılık belgesine itiraz
- Mirasta tenkis davası,
- Vasiyetnamenin iptali davası,
- Miras sözleşmesinin iptali,
- Mirasçılıktan çıkarma veya çıkarmanın iptali davası,
- Mirasçılık belgesinin iptali davası,
- Mirasta istihkak davası
- İstirdat davası
- Menfi tespit davası
- Maddi-manevi tazminat davası
- İtirazın iptali davası
- Babalık davası
Asliye Hukuk Mahkemelerinde Dava Nasıl Açılır?
Asliye hukuk mahkemesinde dava açılırken öncelikle dava konusu edilecek uyuşmazlığın arabuluculuk dava şartı olup olmadığı incelenmelidir. Örneğin menfi tespit davasında arabuluculuk yapılmadan dava açılması halinde dava şartı yokluğundan dava reddedilmektedir. Devamında davanın açılması, yetkili mahkemeye dava dilekçesinin sunulması ve gerekli harçların yatırılması ile açılmaktadır. HMK madde 118’ de ” Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Dava dilekçesine davalı sayısı kadar örnek eklenir. Dava dilekçesinin kaydına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
HMK madde 119 uyarınca dava dilekçesinde aşağıdaki hususların yazılması gerekmektedir. Bunlar;
- Mahkemenin adı.
- Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
- Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
- Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
- Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
- Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
- İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
- Dayanılan hukuki sebepler.
- Açık bir şekilde talep sonucu.
- Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.
Asliye Hukuk Mahkemesi Yargılama Süreci
Asliye hukuk mahkemesi, kural olarak yazılı yargılama usulünün uygulandığı bir mahkemedir. Yazılı yargılama usulünde belli aralıklarla duruşmalar yapılır. Yazılı yargılama usulü uygulanır. Yazılı yargılama usulünde yargılama çeşitli aşamalara ayrılmıştır. Her aşamada ayrı usul işlemleri yapılarak açılan davanın aşama aşama ilerlemesi sağlanır. Tüm aşamalar bittikten sonra karar aşamasında mahkeme esas kararını verir. Asliye hukuk mahkemesi yargılaması kural olarak şu aşamalardan oluşmaktadır:
- Dilekçeler Teatisi Aşaması: Dilekçeler teatisi aşamasında, davacının dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilir, davalı tarafın sunduğu cevap dilekçesi ise davacı tarafa tebliğ edilir. Davacının, davalının sunduğu cevap dilekçesine cevap verme hakkı vardır. Davacının cevap dilekçesi davalıya tebliğ edildiğinde davalının ikinci cevap dilekçesi verme hakkı (cevaba cevap dilekçesi) vardır. Yani, dilekçeler teatisi aşamasında her iki taraf ikişer dilekçe verme hakkına sahiptir. Taraflar bu aşamada iddia ve savunmayı genişletebilir veya değiştirebilir. Bu aşama tamamlandıktan sonra karşı tarafın rızası veya ıslah olmadan iddia veya savunma genişletilemez.
- Ön İnceleme Aşaması: Ön inceleme duruşması asliye hukuk mahkemesinde dilekçeler teatisi aşamasının tamamlanmasından sonra yapılan ilk duruşmadır. Hakim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Ön inceleme duruşmasında mutlaka tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşmadıkları noktaların tespit edilmesi gerekir. Çünkü, sonraki aşama olan tahkikat aşaması ön inceleme duruşmasında yapılan tespit çerçevesinde yürüyecektir.
- Tahkikat Aşaması: Tahkikat aşaması, bütün iddia ve savunmaların araştırılarak incelendiği aşamadır. Bu aşamada mahkeme delilleri ve beyanları inceleyerek davayı hüküm vermeye hazır hale getirir. Asliye hukuk mahkemesi gerekli gördüğünde davanın taraflarını (davacı ve davalı) da duruşmaya çağırarak dinleyebilir. Tahkikat aşamasında daha önceki aşamalarda toplanmayan deliller toplanır, bilirkişi incelemesi yapılır, tanıklar dinlenir. Tahkikat aşaması tamamlandıktan sonra sözlü yargılama ve hüküm aşamasına geçilir.
- Sözlü Yargılama Aşaması ve Hüküm: Sözlü yargılama aşamasında taraflara son sözleri sorulur ve hüküm verilir. Asliye hukuk mahkemesi, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği son duruşmada verilir ve tefhim olunur. Hükmün gerekçesinin son duruşmada açıklanmadığı hallerde, gerekçeli karar duruşmada yapılan tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılmalıdır.
Asliye Hukuk Mahkemelerinde İstinaf ve Temyiz
Asliye Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı kanun yollarına gidilebilir. Asliye hukuk mahkemesi kararlarına karşı gidilebilecek olağan kanun yolları istinaf ve temyiz kanun yollarıdır. Buna göre istinaf, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararların hem maddi vakıa hem de hukuki açıdan bir üst mahkeme tarafından yeniden değerlendirilmesini sağlayan kanun yoludur. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karara kaşı 2 hafta içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilmek mümkündür. Ancak her karara karşı istinaf kanun yoluna gidebilmek mümkün değildir.
Şöyle ki; aleyhine istinaf başvurusu yapılan Asliye Hukuk Mahkemesi kararına konu uyuşmazlığın değerinin 40.000 TL üzeri olması gerekmektedir. Aksi durumdaki kararlar kesin mahiyette olup aleyhine kanun yoluna başvurulması mümkün olmayacaktır. Yine Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen karar aleyhine istinaf yoluna başvurulabilmesi için verilen kararın ara karar niteliği taşımaması gerekmektedir. Bu durumun istisnası; ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz niteliğindeki kararlardır. İstinaf mercii kural olarak Bölge Adliye Mahkemesidir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf başvuruları doğrultusunda vermiş olduğu kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvuruda mümkündür. Temyiz kanun yolunda Asliye Hukuk Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuki açıdan denetlenmesini sağlayan kanun yoludur. Temyiz kanun yoluna başvuru içinde istinaf kanun yolunda olduğu gibi bazı şartların gerçekleşmiş olması aranır. Buna göre aleyhine temyiz yoluna gidilecek olan istinaf kararının miktarı ve değerinin 544.000 TL’yi aşması gerekmektedir. Aksi durumdaki istinaf kararları kesin nitelikte olup temyiz kanun yoluna götürülmesi de mümkün değildir.