İş mahkemesi, kişilerin çalışma hayatlarında var olan uyuşmazlıkların çözülmesi için kurulan özel mahkemelerdir. Bu mahkemelerde işçiler kendilerine iş kanunu ile tanınan hakları koruma altına alınır. Bu nedenle iş mahkemelerinde belirli özel yargılama usulleri öngörülmüştür. İş Mahkemeleri 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile kurulmuştur. İlk kurulduğunda işçi ve işveren tarafından iki üye bulunan iş mahkemelerindeki bu uygulama günümüzde kaldırılmıştır.
Mahkemelerin kuruluş ve işleyişleri Anayasa’nın 142. Maddesine göre kanunla kurulmaktadır. 5235 sayılı Kanun’a göre mahkemelerin tamamı Adalet Bakanlığı tarafından kurulur. İş Mahkemeleri lüzum görülen yerlerde kurulur buna göre sanayi ve hizmetin çok olduğu yerlerde ihtiyaca göre kurulur. Özellikle Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir, Eskişehir, Zonguldak gibi illerde iş mahkemeleri ayrı ayrı kurulmuştur.
İş Mahkemesi Nedir?
İş mahkemesi 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile 1950 yılında kurulan iş mahkemeleri işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkları çözmek için kurulmuştur. İş yoğunluğuna göre birden çok ilde iş mahkemesi bulunsa da çoğu ilde halen iş mahkemesi bulunmamaktadır. Birden çok iş mahkemesinin kurulması da aynı şekilde mümkün olup bu mahkemeler arasında iş bölümü ilişkisi ile dosyalar dağıtılır.
Türkiye’de göre yapan mahkemeler genel görevli ve özel görevli mahkemeler olarak ikiye ayrılmaktadır. İş mahkemesi özel görevli mahkemelerden birisi olup, genel olarak işçi ve işveren arasında çıkan uyuşmazlıkları çözmekle görevli olsa da Sosyal Güvenlik Kurumu’nun taraf olduğu uyuşmazlıkları çözmekle görevlidir. İş mahkemesinin görevleri 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. Maddesinde düzenlenmiştir.
İş Mahkemesi Nasıl Kurulur?
İş mahkemesi de HSK’nın görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından kurulur. Kuruldukları il veya ilçenin adını alırlar. Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır. Ancak özel kanunlarla kurulanlar da dâhil olmak üzere, hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenebilir.
Kural olarak iş mahkemeleri lüzum görülen her il ve ilçede kurulabilir. Ancak genel olarak iş yoğunluğunun ve hizmetin yoğun olduğu bölgelerde iş mahkemesi kurulmaktadır. Örneğin sanayi şehri olan Zonguldak’ta ya da kültürel-turizm şehri olan İstanbul’da iş mahkemeleri yoğunluklu olarak kurulmuştur.
İş Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?
İş mahkemesinin görevleri 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. Maddesinde düzenlenmiş olup, genel olarak işçi ve işveren arasındaki dosyalara bakmakla yükümlüdür. Bunun dışında kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlık iş mahkemelerini ilgilendiriyorsa onlarda da görevlidir. Örneğin gemi adamları ya da gazetecilerin açtıkları davalarda da iş mahkemeleri görevli olacaktır.
İşçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi tazminat alacaklarına ilişkin davalar iş mahkemelerinde görüldüğü gibi fazla mesai alacağı, ücret alacakları gibi alacak davaları da iş mahkemelerinde görülmektedir. İş kazalarında meydana gelebilecek maluliyet ve ölüm nedeniyle tazminat davaları da iş mahkemesinin görev alanına girmektedir. Bunun dışında iş hukukundan kaynaklı olacak tespit davaları da iş mahkemelerinin görevindedir.
İş Mahkemesi Hangi Davalara Bakar?
İş mahkemesinin bakmakla görevli olduğu davalar 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Aşağıdaki davalar iş mahkemesinin bakacağı dava türlerine örnek gösterilebilir:
- İşçinin kıdem tazminatına ilişkin tazminat davaları
- İşçinin ihbar tazminatına ilişkin tazminat davaları
- İşçinin kötü niyet tazminatına ilişkin tazminat davaları
- İşçinin ücret alacağına ilişkin alacak davaları
- İşçinin fazla mesai alacağına ilişkin alacak davaları
- İşçinin yıllık izin ücreti alacağına ilişkin alacak davaları
- İş kazasından kaynaklanan maluliyet nedeniyle tazminat davaları
- İş kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle tazminat davaları
- Hizmet tespiti davası
- İş kazasının tespiti davası
- İşe iade davası
- SGK ve TİK (Türkiye İş Kurumu) taraf olduğu uyuşmazlıklar
- Diğer kanunlarda belirlenen uyuşmazlıklar
İş Mahkemesinde Dava Nasıl Açılır?
İş mahkemesinde dava açılırken öncelikle dava konusu edilecek uyuşmazlığın arabuluculuk dava şartı olup olmadığı incelenmelidir. Devamında davanın açılması, yetkili mahkemeye dava dilekçesinin sunulması ve gerekli harçların yatırılması ile açılmaktadır. HMK madde 118’ de ” Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Dava dilekçesine davalı sayısı kadar örnek eklenir. Dava dilekçesinin kaydına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
HMK madde 119 uyarınca dava dilekçesinde aşağıdaki hususların yazılması gerekmektedir. Bunlar;
- Mahkemenin adı.
- Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
- Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
- Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
- Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
- Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
- İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
- Dayanılan hukuki sebepler.
- Açık bir şekilde talep sonucu.
- Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
İş Mahkemesinde Yargılama Süreci, İstinaf ve Temyiz
İş mahkemesi kararlarına karşı kanun yollarına gidilebilir. İş mahkemesi kararlarına karşı gidilebilecek olağan kanun yolları istinaf ve temyiz kanun yollarıdır. Buna göre istinaf, İş Mahkemesi tarafından verilen kararların hem maddi vakıa hem de hukuki açıdan bir üst mahkeme tarafından yeniden değerlendirilmesini sağlayan kanun yoludur. İş Mahkemesince verilen karara kaşı 2 hafta içerisinde istinaf kanun yoluna başvurabilmek mümkündür. Ancak her karara karşı istinaf kanun yoluna gidebilmek mümkün değildir.
Şöyle ki; aleyhine istinaf başvurusu yapılan iş mahkemesi kararına konu uyuşmazlığın değerinin 40.000 TL üzeri olması gerekmektedir. Ancak bu durumlar dava konusu para alacağına ilişkinse mümkündür. Aksi durumdaki kararlar kesin mahiyette olup aleyhine kanun yoluna başvurulması mümkün olmayacaktır. Yine İş Mahkemesi tarafından verilen karar aleyhine istinaf yoluna başvurulabilmesi için verilen kararın ara karar niteliği taşımaması gerekmektedir. Bu durumun istisnası; ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz niteliğindeki kararlardır. İstinaf mercii kural olarak Bölge Adliye Mahkemesidir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf başvuruları doğrultusunda vermiş olduğu kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvuruda mümkündür. Temyiz kanun yolunda İş Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuki açıdan denetlenmesini sağlayan kanun yoludur. Temyiz kanun yoluna başvuru içinde istinaf kanun yolunda olduğu gibi bazı şartların gerçekleşmiş olması aranır. Buna göre aleyhine temyiz yoluna gidilecek olan istinaf kararının miktarı ve değerinin 544.000 TL’yi aşması gerekmektedir. Aksi durumdaki istinaf kararları kesin nitelikte olup temyiz kanun yoluna götürülmesi de mümkün değildir.