Vergi mahkemesi; idarenin vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin iptal ve tam yargı davalarına bakmakla görevli idari mahkemedir. (İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 1) Vergi mahkemesi kural olarak heyet halinde karar verir. Fakat kanunda belirtilen ve her yıl değişen parasal sınırın altında davalara vergi mahkemesi tek hakimle karar verir. Vergi mahkemesi, görev alanı kanunda sınırlı bir şekilde sayılan özel bir ilk derece mahkemesidir. İdare mahkemesi, genel görevli mahkeme olduğundan kanunla açıkça yetki verilmediği müddetçe vergi mahkemelerinin idari davalara bakma görevi yoktur.
Vergi ise “kamu hizmetlerine harcanmak üzere devletin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya ya da kimi maddelerin, hizmetlerin fiyatları üstüne ekleyerek dolaylı yoldan yurttaşlardan topladığı paraya” denir. Vergi yargılaması; mükellef veya vergi sorumlusu ile vergi dairesi arasında vergiye konu bir işlemden doğan anlaşmazlıkların dava yoluyla çözüme kavuşturulmasıdır. Bu kavramı daha detaylandıracak olursak; “mükellef veya vergi sorumlusu ile vergi idaresi arasında kanunların uygulanması sürecinde ortaya çıkan sorunların idari yollardan çözümlenememesi nedeniyle ilgililerin bu sorunlarını gidermek için tarafsız ve bağımsız yargı organlarına başvurarak hak araması sürecine yada vergi uyuşmazlıkları konusunda başvurulan yargı yoluna vergi yargısı denir.”
Vergi Mahkemesi Nedir?
Vergi mahkemesi, vergi hukukuyla ilgili uyuşmazlıkların çözümüne yönelik uzmanlaşmış idari yargı organlarıdır. Türkiye’de idari yargı sistemi içerisinde yer alan bu mahkemeler, vergi, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili davaları çözmekle görevlidir. Vergi mahkemesi, bireyler ile devlet arasındaki vergi kaynaklı anlaşmazlıklarda adil bir yargılama süreci yürütmeyi amaçlar. Bu mahkemeler, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir.
Vergi mahkemesi, yalnızca vergi hukukuyla sınırlı bir görev alanına sahip olup, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetler. Örneğin, vergi idaresi tarafından yapılan bir vergi tarhiyatı, ceza kesilmesi veya vergi iadesi talebinin reddi gibi işlemler bu mahkemelerde dava konusu olabilir. Mahkemeler, hem bireylerin haklarını koruma hem de kamu maliyesinin düzenliliğini sağlama amacı taşır. Bu nedenle, vergi mahkemeleri uzman yargıçlar tarafından yönetilir ve teknik bilgi gerektiren vergi uyuşmazlıklarında uzmanlaşmıştır.
Vergi Mahkemesi Nasıl Kurulur?
Vergi mahkemesi, 2576 sayılı Kanun uyarınca Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından kurulur. Bu mahkemeler, Adalet Bakanlığı’nın önerisi ve HSK’nın kararıyla, ihtiyaca göre belirli illerde veya bölgelerde oluşturulur. Kuruluş aşamasında, mahkemenin görev yapacağı yer, dava yükü ve bölgenin ekonomik yapısı gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Vergi mahkemeleri genellikle tek hâkimli olarak faaliyet gösterir, ancak iş yükü fazla olan yerlerde birden fazla vergi mahkemesi bulunabilir.
Kuruluş sürecinde, mahkemelerin fiziki altyapısı ve personel atamaları Adalet Bakanlığı tarafından koordine edilir. Hâkimler, idari yargı hâkimliği sınavını kazanmış ve vergi hukuku alanında uzmanlaşmış kişiler arasından seçilir. Ayrıca, vergi mahkemelerinin etkin çalışması için yeterli sayıda yardımcı personel, örneğin zabıt kâtibi ve mübaşir, atanır. Bu mahkemeler, bölge idare mahkemelerine bağlı olarak çalışır ve idari yargı sisteminin bir parçası olarak bağımsız bir şekilde görev yapar.
Vergi Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?
Vergi mahkemesinin temel görevi, vergi, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmektir. Bu mahkemeler, vergi idaresinin işlemlerine karşı açılan iptal davalarını, tam yargı davalarını ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkları incelemekle yükümlüdür. Örneğin, bir vergi tarhiyatının iptali, vergi cezasına itiraz veya vergi iadesi talepleri bu mahkemelerin görev alanına girer.
Vergi mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar ; 2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri Ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu Ve Görevleri Hakkında Kanunun 6. Maddesinde ;
“…Vergi mahkemeleri:
a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
c) Diğer kanunlarla verilen işleri, Çözümler…” Şeklinde tanımlanmıştır.
Yani kısaca özetlemek gerekir ise 2576 Sayılı kanuna göre bir davanın vergi mahkemesinin görevine girebilmesi için genel bütçeye ya da yerel yönetimlere ait olması ve maddi konulara ilişkin olması gerekmektedir.
Ayrıca, vergi mahkemeleri idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetler ve idarenin işlem ve eylemlerinin kanuna aykırı olup olmadığını değerlendirir. Bu süreçte, mahkemeler yalnızca idari işlemin yasallığını değil, aynı zamanda işlemin dayandığı maddi olayları ve belgeleri de inceler. Vergi mahkemeleri, adil yargılama ilkesi doğrultusunda taraflara eşit mesafede durarak, hem bireylerin haklarını korur hem de kamu düzeninin devamını sağlar.
Vergi Mahkemesi Hangi Davalara Bakar?
Vergi mahkemesi, vergi idaresinin işlem ve eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakar. Bu davalar arasında vergi tarhiyatına itiraz, vergi cezalarının iptali, vergi iadesi talepleri, gümrük vergileri, harçlar ve diğer mali yükümlülüklerden doğan uyuşmazlıklar yer alır. Örneğin, bir mükellefin vergi beyannamesine dayanılarak yapılan ek tarhiyat veya vergi ziyaı cezası, vergi mahkemesinde dava konusu olabilir.
Bunun yanı sıra, vergi mahkemeleri tam yargı davalarına da bakar; bu davalar, vergi idaresinin işlemlerinden dolayı oluşan zararların tazmini için açılır. Örneğin, haksız yere tahsil edilen bir verginin iadesi veya idarenin hatalı işlemi nedeniyle oluşan maddi kaybın karşılanması için dava açılabilir. Ancak, vergi mahkemeleri ceza hukuku kapsamına giren davalara veya idari yargı dışındaki uyuşmazlıklara bakmaz; bu tür davalar adli yargının görev alanına girer.
Vergi Mahkemesinde Dava Nasıl Açılır?
Vergi mahkemesinde dava açmak için öncelikle vergi idaresinin dava konusu edilebilecek bir işlem veya eylemi bulunmalıdır. Dava açma süreci, ilgili idari işleme karşı kanunda öngörülen süre içinde bir dilekçe ile vergi mahkemesine başvurularak başlatılır. Bu süre genellikle idari işlemin tebliğinden itibaren 30 gündür. Dilekçede, davanın konusu, taraflar, idari işlemin iptal gerekçesi ve talepler açıkça belirtilmelidir.
Dava açılırken, mahkeme harcı ve diğer yargılama giderleri yatırılmalıdır. Dilekçe, ilgili vergi mahkemesine doğrudan veya posta yoluyla sunulabilir. Ayrıca, dava açmadan önce idari itiraz yollarının tüketilmesi gerekebilir; örneğin, vergi cezalarına karşı uzlaşma veya düzeltme talebinde bulunulmuşsa, bu işlemlerin sonucu beklenir. Dava dilekçesinin usulüne uygun hazırlanması ve ekinde gerekli belgelerin (örneğin, tebligat veya ödeme belgeleri) sunulması, davanın kabulü açısından kritik öneme sahiptir.
Vergi Mahkemesinde Yargılama Süreci, İstinaf ve Temyiz Aşamaları
Vergi mahkemelerinde yargılama süreci, idari yargı usulüne tabidir ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre yürütülür. Dava, dilekçenin mahkemeye ulaşmasıyla başlar ve mahkeme, dilekçeyi inceleyerek usul yönünden uygunluğunu değerlendirir. Ardından, dava konusu idari işlem ilgili idareden talep edilir ve idare, savunma dilekçesiyle birlikte ilgili belgeleri mahkemeye sunar. Taraflar, dilekçe ve cevap aşamalarında iddialarını ve delillerini sunar.
Yargılama sürecinde, mahkeme genellikle yazılı usulle karar verir, ancak gerekli durumlarda duruşma yapılabilir. Hâkim, tarafların sunduğu belgeleri, delilleri ve bilirkişi raporlarını inceleyerek kararını oluşturur. Vergi mahkemesi, işlemin hukuka uygunluğunu denetler ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi veya keşif gibi ek delil toplama yöntemlerine başvurabilir. Yargılama sonunda mahkeme, idari işlemin iptaline, kısmen iptaline veya davanın reddine karar verebilir.
Vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf yolu, bölge idare mahkemelerine başvurularak kullanılır. İstinaf, kararın hukuka uygunluğunu ve maddi olayların doğruluğunu denetleyen bir kanun yoludur. İstinaf başvurusu, vergi mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde ilgili bölge idare mahkemesine yapılır. Bölge idare mahkemesi, dosyayı inceleyerek kararın hukuka uygunluğunu değerlendirir ve gerekirse yeni bir karar verebilir veya davayı yeniden görülmek üzere vergi mahkemesine geri gönderebilir.
Temyiz ise, istinaf kararlarına karşı Danıştay’a başvurulan bir üst denetim yoludur. Temyiz başvurusu, istinaf kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde yapılır. Danıştay, yalnızca hukuka aykırılıkları inceler ve maddi olaylara ilişkin yeni delil kabul etmez. Temyiz incelemesi sonucunda Danıştay, kararı onayabilir, bozabilir veya düzelterek onama yoluna gidebilir. Ancak, Danıştay’ın bozma kararı sonrası dava, yeniden görülmek üzere vergi mahkemesine veya bölge idare mahkemesine geri döner.